Angela Davis, 50 yılı aşkın süredir feminist ve ırkçılık karşıtı hareketlerin önde gelen isimlerinden biri. 1970 yılında, Kara Panterler ile bağlantılı bir Afrikalı-Amerikalı mahkum olan Solidad Brothers’ın üyeleri ortaya çıktığında, bir California mahkemesinde rehin alma olayına katılmakla suçlandı.
19:15’te yayınlandı.
FBI’ın En Çok Arananlar listesine eklenecek. Aralarında Louis Aragon, Jean-Paul Sartre ve John Lennon’un da bulunduğu Free Angela adlı büyük bir seferberlik hareketi, onu bu çukurdan kurtaracak ve 16 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakacaktır.
Geçen Pazartesi, 78 yaşındaki Afrikalı-Amerikalı köşe yazarı, Brüksel’deki Kraliyet Sirki’ne gençlerin, sanatçıların, sivil hareketlerin ve militan derneklerin varlığını tartışmak için davet edildi. Toplantı Ulusal Tiyatro’da yapılacaktı, ancak yoğun talep üzerine 1700 kişilik bir salona taşındı.
Gelişinden birkaç gün önce, “Bir grup siyah feminist ve tuhaf aktivist Tartışmanın moderatörü, RTBF’li Belçikalı-Cezayirli bir gazeteci olan Safia Kessas, sosyal medyadan kaldırılmasını isteyen bir metin mesajı yayınladı.
Sebep: Gazeteci beyaz.
Yayınlanan konuşmada, on imzacı, Angela Davis ile “siyah olmayan kişi sohbeti” seçiminin “siyah aktivistlerin yüzüne yeni bir tükürüğü” yansıttığını doğruladı.
Burada bir noktaya değinmeme izin verin: Angela Davis, kendisiyle röportaj yapmakta hiçbir sorunu olmayan beyaz bir gazetecidir.
Safia Kessas, eşitsizlik konusundaki açıklamaları ve köşe yazılarıyla tanınmaktadır. Sömürge meselelerine olan bağlılığıyla kendini bir “kavşak” olarak tanımlıyor. Uzun yıllardır “La Grenade” başlığı altında gazeteler sunuyor. (Bir kitapta) Eşitlik, feminizm, yaşlıların gerçeği veya çeşitliliği ile ilgili çeşitli konulara değiniyor.
Şov, son bölümlerde biraz odaklanmamış görünüyordu, ancak; Eylemci grubun, örnek vermediği için “nekrofobi” ile suçlanan Safiye Kesas ile başı dertte gibi görünüyor. Eylemciler adına taciz edildiği iddiasının ardından polise yaptığı şikayet kabul görmedi. Şimdi ise “hoşgörüsünü kanıtlamak için” siyah kadınlar hakkında düzinelerce kitap yazmakla suçlanıyor.
Facebook’ta yayınlanan bir konuşmada aktivistler şunları yazdı: “Safia Kessas’ın seçilmesiyle siyah topluluklara gönderilen mesajı şiddetle sorguluyoruz. Yeterince yeteneğimiz yok mu? Siyahların beyaz ve burjuva egemenliğinden kurtuluşunu tartışmak için en iyisi biz değil miyiz? ⁇
Burada bazı aşırılıkçı savaşçıların yaratmaya çalıştığı ketomi hakkındaki ünlü soruya geliyoruz. Siyah gerçeklik hakkında konuşamazsınız çünkü siyah değilsiniz. LGBTQ+ topluluğunun bir üyesi olmadığınız için ne yaptıklarını anlayamazsınız. Kadın olmadığın için kadın hakları hakkında konuşamazsın.
Brüksel’de yaşananlar, Mart 2021’de bir yayıncının Afro-Amerikalı şair Amanda Gorman’ın (Joe Biden’ın göreve başlaması sırasında herkesi etkileyen) çevirisini beyaz Hollandalı yazar Marike Lucas Rijneveld’e devretmek istemesiyle patlak veren tartışmayı hatırlatıyor. Aktivistler hızla çevirmene geldi.
Angela Davis, bu çetrefilli konu hakkında konuşmak üzere kesinlikle davet edilmişti. Gazete, “işaretlere odaklanmanın” kısayollara yol açtığına inandığını söyledi Marianne Perşembe. Ayrıca sınır dışı etme kültürünü “sorun” olarak nitelendirdi.
Bu aksiyon oyuncağı, aktivizmin başıboş dolaştığını görüyor. Bu doğru değil.
Sahnede, televizyonda ve filmde çeşitlilik isteyen sokaklara çıktığımıza %100 katılıyorum. İş dünyasındaki büyük bir dengesizliği düzeltmek için azınlıkları desteklediğimize %100 katılıyorum.
Ancak siyahların, eşcinsellerin, engellilerin veya engellilerin, özellikle de işleri ilerletmek niyetiyle tartışmaya katılamayacağını söylemek için, artık gemide değilim. Yanlış hedefteyiz. Tamamen raydan çıktık.
Militanlar yere kilitleniyor. Tartışmayı öldürüyorlar.
Kültürel dışlanmaya karşı mücadele etmek isteyerek bunu vurguluyorlar. Bu aktivistler nihayet Angela Davis’in (izni olmadan) onun adına tavır aldığı kişinin kendisi olduğunu söylüyorlar. Sadece onlar ve onlar için.
İlerleme adına yürütülen bu mücadelelerin, gerçek ilerici nedenlerle ilgili sonuçları vardır. Ancak onlara liderlik eden aktivistler bunu böyle görmüyor. Bu endişe verici.
Eğitim, kültür ve bilimden sonra aşırı solcular artık düşünce dünyasına saldırıyorlar. Hangi isimle? Ütopik bir ideoloji adına toplumu adil, saf ve dürüst kılmak.
Hepimizin bu dünyada yaşamak istediğine şüphe yok. Ancak sorun, bu ütopik görüşün ifade özgürlüğünü reddetmesidir.
“Yemek sever. Özür dilemeyen alkol gurusu. Tutkulu internet meraklısı. Sert analist. Oyuncu.”