Ekim 4, 2024

Play of Game

Türkiye'den ve dünyadan siyaset, iş dünyası, yaşam tarzı, spor ve daha pek çok konuda son haberler

Arkeologlar nihayet Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir İngiliz şövalyesine ait en eski mezar taşının ardındaki gizemi çözdüler

Arkeologlar nihayet Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir İngiliz şövalyesine ait en eski mezar taşının ardındaki gizemi çözdüler

Desteğiniz hikayeyi anlatmamıza yardımcı oluyor

Beyaz Saray muhabiriniz olarak zor soruları soruyorum ve önemli yanıtları arıyorum.

Desteğiniz sayesinde odada bulunabiliyorum ve şeffaflık ve hesap verebilirlik talep edebiliyorum. Katkılarınız olmasaydı, iktidardakilere meydan okumak için gerekli kaynakları elde edemezdik.

Bağışınız, Kasım seçimlerine giden yolda her adımda sizi bilgilendirerek bu önemli işi yapmaya devam etmemizi mümkün kılıyor

Andrew Feinberg

Beyaz Saray muhabiri

Amerika Birleşik Devletleri’nde bilinen en eski mezar taşı bir İngiliz şövalyesine ait ve muhtemelen Belçika’dan geldiğini gösteren yeni bir çalışma, kolonyal Amerika ile bağlantılı ticaret yollarına daha fazla ışık tuttuğunu gösteriyor.

Arkeologlar mezar taşının bir şövalyeye ait olduğunu ve 1627 yılında Amerika’daki ilk kalıcı İngiliz yerleşim yeri olan Jamestown, Virginia’da dikildiğini biliyor. Ancak siyah kireçtaşının Avrupa’da tam olarak nereden geldiği belli değil.

Yakın zamanda yayınlanan yeni çalışma Uluslararası Tarihi Arkeoloji DergisiMezar taşının üzerindeki yazı ve kakmaları değerlendirerek kökeninin izini sürdü.

Bilim insanları bu mezarın, muhtemelen bir zamanlar bakır kaplamalı bir kalkan, açık bir parşömen ve zırhlı bir adam tasviri taşıyan oyulmuş bir çöküntü içerdiğini keşfettiler.

Bilim insanları, Belçika kökenli olabilecek Amerika'nın en eski mezar taşını keşfetti
Bilim insanları, Belçika kökenli olabilecek Amerika’nın en eski mezar taşını keşfetti (Uluslararası Tarihi Arkeoloji Dergisi)

Tarihsel kayıtlar, 17. yüzyılda Jamestown’da iki şövalyenin öldüğünü gösteriyor: 1618’de Sir Thomas West ve Sir George Yardley.

1680’lerde Sör Yeardley’in torunu, kendisi için siyah kireçtaşı üzerinde aynı yazının bulunduğu bir mezar taşı yaptırılmasını emretti.

Bu durum araştırmacıları, tarihi 1627 yılına dayanan mezar taşının Sir George Yardley’e ait olduğundan şüphelenmeye yöneltti.

Arkeologlar Waterloo Muharebesi alanında eşsiz bir hendek keşfettiler

Sir Yeardley, 1588’de İngiltere’nin Southwark kentinde doğdu ve Bermuda yakınlarındaki bir gemi kazasından sağ kurtulduktan sonra 1610’da Jamestown’a geldi.

READ  Ryugu asteroit: Japonya'nın Hayabusa2 misyonu tarafından toplanan örneklerde bulunan RNA kompleksi, B3 vitamini

Kral James I, 1617’de İngiltere’ye döndüğünde ona şövalye unvanını verdi. 1621’de Jamestown’a döndü ve 1627’de orada öldü.

Bilim insanları mezar taşlarının bazı kısımlarını analiz etti ve birçoğu Kuzey Amerika’da bulunmayan küçük fosilleşmiş mikroplar buldu. Araştırmacılar, bu fosilleşmiş mikropların şu anda Belçika ve İrlanda olarak bilinen yerlerde mevcut olduğunu söyledi.

Daha sonra mezar taşının kaynağını, o zamanlar bu tür kireçtaşı kayalarının en yaygın kaynağı olduğu bilinen Belçika’ya kadar daraltmayı başardılar.

Bilim adamları, “Bu nedenle şövalyelerin mezar taşlarının Avrupa’dan ithal edilmesi gerekiyordu. Tarihsel kanıtlar, bu mezar taşlarının Belçika’dan ithal edildiğini, oradan Londra’ya ve oradan da Jamestown’a nakledildiğini gösteriyor.” diye yazdı.

“Belçika’da taş ocağından çıkarıldığını ve uygun büyüklükte kesildiğini, Meuse Nehri’nden aşağıya, Manş Denizi üzerinden Londra’ya, orada oyulup bakır kaplamaların yerleştirildiğini ve sonunda Jamestown’a gönderildiğini varsayıyoruz.”

Virginia'daki Jamestown Arkeolojik Alanı
Virginia’daki Jamestown Arkeolojik Alanı (Marcus Kay ve diğerleri, Uluslararası Tarihsel Arkeoloji Dergisi)

Bulgular, sömürge döneminde Avrupa ile Jamestown’u birbirine bağlayan ticaret ağlarının genişleme boyutunu gösteriyor.

Araştırmaya göre bu koyu siyah taşlar o dönemde Avrupa’da “en çok aranan ve en pahalı” taşlardı.

Araştırmacılar, “Londra’da yaşayan başarılı Virginia kolonicileri, en son İngiliz modasından haberdar olmalı ve bunları kolonilerde kopyalamaya çalışmış olmalı” dedi.

Bulgular, bazı sömürgecilerin, erken Amerikan kolonilerinin tarihindeki en zorlu dönemlerde bile kendilerini anmak için gösterdikleri çabayı vurguluyor.